Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirme azmiyle yurt içinde ve yurt dışında canla başla çalışmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, “Bu sabah milli savaş uçağımız KAAN, ikinci defa gökyüzüyle buluştu. Sabahki uçuşunda KAAN, 10 bin feet irtifa ve 230 knot hıza ulaşmayı başardı. Yılbaşından beri iki kez milletimizin göğsünü kabartan TUSAŞ’ı ve Savunma Sanayi Başkanlığımızı tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki minibüs kazasında vefat eden 6’sı öğrenci 9 kişiye Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
AFRİKA’DAKİ TÜRK YATIRIMLARININ PİYASA DEĞERİ 10 MİLYAR DOLARI AŞTI
Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Hassan’ın yaptığı resmi ziyaretin devlet başkanı düzeyinde bu ülkeden 14 yıl sonra Türkiye’ye yapılan ilk ziyaret olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
“Tanzanya, ticaret ve yatırımlar açısından ülkemizin Doğu Afrika’daki önde gelen ortakları arasında yer alıyor. Türk firmaları, Tanzanya’da bugüne kadar yaklaşık 6,5 milyar dolar değerinde 14 proje üstlendi. Tanzanya’yı baştan başa saracak standart aralıklı demir yolu projesinin büyük kısmı bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor.
Görüşmelerimizde son 21 yılda 11 milyon dolardan 345 milyon dolara çıkan ticaretimizi, süratle 1 milyar dolar seviyesine taşımayı kararlaştırdık. Esasen Afrika kıtasıyla kökleri 10. yüzyıla kadar uzanan çok boyutlu ilişkilere sahibiz. Bizden önce uzun yıllar ihmal edilen Afrika kıtasıyla ilişkilerimizi 2005’ten itibaren yoğunlaştırdık. Diplomatik temsilciliklerimizin sayısını 12’den 44’e çıkardık.
Ankara’daki Afrika büyükelçiliklerinin sayısı da 2008’in başında 10 iken bugün 38’e yükseldi. Ticaret hacmimiz 5,4 milyar dolardan, 2023 yılında 37 milyar dolara ulaştı. Afrika’daki Türk yatırımlarının piyasa değeri 10 milyar doları aştı. Müteahhitlik firmalarımız, kıta genelinde yaklaşık 87 milyar dolarlık 1885 adet proje üstlendi.”
RESMİ KANALLARIN TIKANDIĞI YERLERDE GÖNÜL ELÇİLERİMİZ DEVREYE GİRİYOR
Erdoğan, bugüne kadar Afrika kıtasına 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini, Afrika ülkelerinin liderlerini de çeşitli vesilelerle Türkiye’de misafir ettiklerini anımsatarak, şunları söyledi:
“Son dönemde bilhassa savunma sanayi ve güvenlik işbirliği alanlarında farklı bir ivme yakaladık. DEAŞ ve Eş-Şebab gibi terör örgütlerine karşı mücadelelerinde Türkiye, Afrika’daki kardeşlerine en güçlü destek veren ülkedir. Eğitim ve kültür alanında da kıtayla işbirliğimizi geliştiriyoruz. Türk üniversitelerinin, misafir öğrenciler için giderek bir eğitim üssü haline geldiğini görüyoruz.
Afrika kıtasını ziyaretlerimizde, Türkiye mezunu, Türkçe konuşan, kendisini milletimizin gönül elçisi olarak gören bakanlar, iş insanları, akademisyenler ve siyasetçiler ile karşılaşıyoruz. Elbette bu tablo yıllarca Afrika’nın kaynaklarını sömürmüş emperyalist güçleri rahatsız etmekte.
Uluslararası basında Türkiye karşıtı yayınların çoğalmasının arkasında yatan sebeplerden biri de işte budur. Kim ne derse desin kıtayla ilişkilerimizin kısa sürede bu kadar hızlı ilerlemesinde Türkiye mezunlarının çok büyük rolü var. Resmi kanalların tıkandığı yerlerde gönül elçilerimiz devreye giriyor, düğümleri çözüyor, süreci kolaylaştırıyor. Dahası Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin tanıtımını yaparak ülkemize olan vefa borçlarını ödemeye çalışıyorlar.”
KÖRÜKLENEN LÜMPEN IRKÇILIĞIN ASLA İYİ NİYETLİ OLMADIĞI AÇIK
Dünyanın 198 farklı ülkesinden yaklaşık 340 bin öğrencinin Türkiye’de yüksek öğrenim gördüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Uluslararası öğrenci hareketliliğinden aldığımız payın artması korkulacak değil, gurur duyulacak bir durum. İyi yönetilirse Türk ekonomisi, diplomasisi ve üniversiteleri adına büyük bir kazanım olacaktır.
Yıllardır Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya gibi ülkeler tabiri caizse bu işin kaymağını yiyor. Dünya genelindeki 7 milyonu aşkın uluslararası öğrencinin yüzde 70’e yakını halen bu ülkelerde eğitim alıyor.
Bu öğrencilerin Amerikan ekonomisine katkısı 40 milyar doları, Birleşik Krallık ekonomisine katkısı ise 42 milyar poundu buluyor. Türkiye ekonomisi için bu rakam yıllık 3 milyar dolar. ‘Türkiye’ye yabancı öğrenci gelmesin’ demek, ‘devletimizin nüfuz alanı büyümesin, ülkemiz kabuğunu kırmasın’ demektir.
Hukuku çiğneyen, kanun, nizam ve genel ahlaka aykırı davranan varsa, böyle bir durumda devletin ilgili kurumları gereğini yapar ve yapacaktır. Hal böyleyken, bazı beşinci kol elemanları tarafından medyada ve sosyal medyada körüklenen lümpen ırkçılığın asla iyi niyetli olmadığı açıktır.
Türkiye’ye döviz getiren turisti, kendi nam ve hesabına okuyan uluslararası öğrenciyi, istihdam oluşturan tüccarı, girişimciyi, esnafı, emek yoğun işlerde alın teriyle çalışan gariban işçiyi velhasıl Türk ekonomisine katkı veren herkesi düşmanlaştıran, herkese saldıran bu başıbozuk güruh, ülkemiz düşmanları tarafından maşa olarak kullanılmaktadır.”
BUNLARIN DERDİ NE TÜRKİYE’DİR NE TÜRKÇE’DİR
Erdoğan, muhalefet çevrelerinin de bazı söylem ve eylemleriyle radikal faşizme meyletmesinin Türkiye siyaseti adına üzüntü verici olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Son dönemde tekrar ayyuka çıkan Arapça alerjisinin gerisinde de aynı hastalıklı zihniyet vardır. Açık söylüyorum, bunların derdi ne Türkiye’dir ne Türkçe’dir. Bunlar içlerindeki marazı ve nefreti sürekli birilerine yönelterek egolarını tatmin etmeye çalışan zavallılardır. Yurtseverlik, ülkemize sığınan mazlumlara zulmetmek değildir.
Vatanına sahip çıkmak, ayrımcılık yapmak, yabancı turistleri, öğrencileri, sığınmacıları nefret objesi haline getirmek de değildir. Devlet ve millet olarak nefret suçu işleyen, Türkiye’nin çıkarlarına zarar veren, yıllık 54,3 milyar dolarlık gelirle ekonomimizin lokomotifi olan turizmi baltalayan faşist çapulculara asla müsaade edemeyiz, etmeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 yıllar boyunca ilmek ilmek dokuyarak inşa edilen Türk ve Türkiye algısını bozmaya kimsenin hakkının olmadığını ve olmayacağını belirterek, “Nefret suçlarıyla mücadele noktasında bundan sonra daha kararlı, cezai açıdan daha caydırıcı adımlar atacağız.” dedi.
patronlardunyasi.com